16 Kasım 2009 Pazartesi

Şekerci mi Deden Senin ????

Çok tatlısın güzelsin........
Şekerci mi deden seninnnnnnnnn :)
EVET...Zeynoşun dedesi yani benim babam şekerci hatta çikolatacı...Bunların satıldığı ufak bir dükkanı var. Önümüz de bayram, anneannemizin eşine yardım etme, destek olma dönemi...Bizi de evimizde koyun koyuna, yanak yanağa, bol aktiviteli, oyunlu, eğlenceli, güneşi görürsek bahçede, fırsat bulursak arkadaşlarımızla...günler bekliyor.
Bayram sonrası görüşmek üzere :)

6 Kasım 2009 Cuma

Büyüyor/uz

2 gün sonra Zeynep 21. ayını bitiriyor. Doğduğunda 3 kilo bile gelmeyen, kucağıma almaya korktuğum miniğimin 2. yaşgününe sayılı günler kaldı. Her döneminde farklı zorlukları yaşadık ve bambaşka keyifleri, mutlulukları...Ama benim için en zoru (her ne kadar annem,babam ve kardeşlerimle kalabalık bir ailemiz olsa da) yalnız bir ebeveyn olarak çocuk yetiştirmek. Hayatın yükünü omuzlarımda çok fazla hissettiğim, karamsarlığa düştüğüm, kızımın geleceği için endişelendiğim, yetersiz hissettiğim anlar oluyor, sonra O'nun maviş gözlerine bakıyorum, -anne- diyor (m.e.m.e'den anneliğe terfi ettim sonunda:), sımsıkı sarılıyorum, yüzüme-boynuma-denk getirdiği heryere öpücükler konduruyor...Öyle güçlü hissediyorum ki kendimi!
Zeynep büyüyor, beni büyütüyor. Sabırlı olmayı, duygularımı kontrol edebilmeyi, hayatta sahip olunacak en değerli şeyin sağlık olduğunu...kızımla öğrendim. Yağmur altında, ıslanıyoruz diye kızmadan, tenimize değen her damlanın tadını çıkararak yürümenin keyfini O'nun sayesinde tekrar hatırladım.
Bana olan düşkünlüğü gittikçe azalır diye beklerken, her geçen gün arttığı şu günlerde, çokça suçluluk, hesaplaşma, sorgulamayla geçerken günler, yanında olması gereken karşılıksız,çıkarsız,sınırsız diğer sevginin yokluğuna bağlarken bu düşkünlüğü, Mert'in annesi Sevgili Yeşim'in son yazısı tekrar hatırlattı unuttuğum birşeyi, "1 ve 2 yaş arası anne ve bebeği siyam ikizi gibi olurmuş". Ben hiç şikayetçi değilim aslında bu siyam ikizliğinden. Sadece endişe kurdu kemiriyor yine beynimi, annesine bağlı değil bağımlı bir çocuk olursa diye...
Zeynep büyüyor, artık çocuk oyunları izliyor. Çok imrenirdim çocuklarıyla tiyatroya, operaya, konserlere gelenlere.Geçen hafta en çok hayal ettiklerimden birini yaptık ve "Çocuklar İçin Öylesine Bir Dinleti" adlı müzikli oyunu izledik Banu ve Mira'yla. Kızımı gözlerini kırpmadan, heyecanla, sevinçle izlerken görmek ne büyük mutluluktu. Gözlerim doldu. Daha dün kucağıma alamadığım bebek, şimdi oturmuş tiyatro izliyordu. Nasıl hızla geçiyor zaman...Nasıl doyamadan büyüyorlar...
Zeynep büyüyor, artık spor yapıyor. Tereddütlerle ve içinde bulunduğumuz mevcut koşulları zorlayarak başladığımız Mygym derslerinde ilk hafta gösterdiği çekingenliğin izi kalmadı artık. Koşuyor, atlıyor,zıplıyor, taklalar atıyor, sallanıyor.Öyle keyif alıyor ve bu durum bana öyle bir mutluluk veriyor ki...Karşılığı yok bu duyguların!
Güzel kızım, meleğim...hep elin elimde olacak. Ama birgün olmazsa bebeğim, bil ki gözüm üzerinde, duam yanında olacak!

3 Kasım 2009 Salı

Telefon Çalınca...