28 Nisan 2009 Salı

23 Nisan için Oyuncak Arkadaşımız'dan Gelen Hediyemiz:)

Montessori Mail Grubunda yaptığımız "23 Nisan Oyuncak Arkadaşım" çekilişinin sonucunda Sevgili Bingül ve İpek bize çok beğendiğimiz bir hediye gönderdiler...
Özenle seçtiğiniz hediye, İpeğin el emeği hazırladığı paket, içinden çıkan resim ve arkasındaki not için tekrar çok teşekkür ederiz Bingül:)
Veeee anneannesinin amatör kamerasından, bir türlü çıkmayan dişleri yüzünden huysuz, mızmız Zeynep'le hediyeye kızından çok sevinip elinden düşürmeyen annesi !!!!!!!!!!!!!

20 Nisan 2009 Pazartesi

NB vs. NB

Anasının kuzusu, babasının güzeli, ablasının tatlısı...Nehir
Bütün kalbimle biliyor ve inanıyorum ki sen bu mücadeleyi kazanacaksın bebeğim!
Çok sağlıklı ve mutlu günlerin olacak...
Şimdi üzülmeyi bir kenara bırakıp sana destek olma zamanı!



14 Nisan 2009 Salı

Belek'ten ZEYNEP geçti :)


Canım Kızım!

Bütün tereddüt ve korkularıma rağmen anlık bir cesaretle, başbaşa çıktığımız ilk yolculuğumuz & tatilimiz, sayende hayatımın en anlamlı, en keyifli tatili oldu. Sonsuz merakın, keşfetme arzun, ilk günler kalabalık içinde şaşırıp kalsan bacaklarıma yapışsan da gösterdiğin uyum, etrafında ki herşeyi oyuna-oyuncağa dönüştürme becerin, yaşıtlarınla diyalog kurabilmek için onların peşinde koşup durman hatta kovalaman bana nasıl gurur verdi anlatamam. Bu 5-6 gün içinde çok daha iyi anladım ki sen artık bebeklikten çıkmışsın:)

Miniğim, iyi ki "Tek başınıza ne yaparsınız?", "İyi cesaret ediyorsun küçücük cocukla!", "Aman çocuk üşür!", "Bu havada havuza/denize mi girilir bu bebekle?" ........gibi dış seslere kulak vermedik :)
Seninle herşey çok daha güzel, keyifli, anlamlı...
İyi ki senin annenim Zeynep'im!

2 Nisan 2009 Perşembe

Su içmenin en pratik yolu :)


Zeynep bir süredir suyunu en pratik yoldan içmeyi tercih ediyor...Ellerini yıkamanın pratik yolunu da deneme-yanılma yöntemiyle öğrenmek üzere, neyse ki henüz pompaya suyu akıtacak kadar bastıramıyor..yoksa annemin mutfağının ufak bir göle dönmesi an meselesi!

Güzel kızım 1 hafta sonra 14. ayını dolduruyor. Ben saniyelerini bile kaçırmamak isterken günler, haftalar, aylar öyle hızla geçiyor ki...

Doğduğu günden beri devamlı konuştuğum, herşeyi (zeytinyağlı barbunya nasıl pişirilir, çamaşırlar nasıl renklerine ayrılır? hatta bazen abartıp ülke ve dünya gündemi:) anlattığım miniğim 6. ayından itibaren de lafın, sözün hiç bitmediği bir evde 2 enerjik teyze, 1 süper anneanne ve herkesin pilinin bittiği yemek sonrası-uyku öncesi saatlerde oyun arkadaşı dedesiyle günlerini geçirmesine rağmen "Bu çocuk erken konuşur" beklentilerini boşa çıkararak bütün derdini tek bir kelimeyle anlatıyor: "di"