8 Şubat 2011 Salı

Zeynep 3, Nesli 33:)

Pamuk kızım, gül yanaklım, mis kokulum... Ne çabuk geçti 3 sene... Narkozdan çıkıp gözlerimi ilk açtığımda gördüğüm o minicik bebek nasıl büyüdü, beni nasıl büyüttü...
İçimden neler geçiyor, neler hayal ediyorum seninle ilgili. Ama ilki ve en önemlisi güzel yüzün hep gülsün yavrum. Sağlıklı ol da herşey arkasından gelir. Şimdi ki gibi mutluluğun ufacık şeylerde olsun. Karşına hep iyi insanlar çıksın.
İyi ki doğdun, iyi ki doğurdum, iyi ki annen oldum :)

22 Aralık 2010 Çarşamba

Emzirme Reformu Sobesi

Sobe yazmaya pek fırsatım olmuyor genelde.Ama konu emzirme, anne sütü olunca cevaplamadan geçemedim.
(1) Türkiye’de ilk altı ay sadece anne sütü alan bebeklerin oranı sizce yüzde kaç?
- Bu soruya cevabım en az yüzde 50'dir olacaktı ki Blogcuanne'nin yazısında yüzde 1,3 olduğunu okudum. Yani her yüz bebekten 2'si bile ilk 6 ayında anne sütü alamıyor.Emzirme Reformuna ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunu bu rakam gösteriyor zaten.
(2) Siz bebeğinizi ne kadar süre anne sütü ile beslediniz?
Kızımı ilk 6 ay sadece anne sütüyle besledim.Şu anda 34.5 aylık ve hala emziriyorum.
(3) Kaç ay doğum izni kullandınız?
Doğumdan önceki 3 haftaya kadar çalışabileceğime dair doktorumdan rapor aldığım için, doğum öncesi iznimden 5 haftayı da aktarınca doğum sonrasında 13 hafta doğum izni kullanabildim.Ücretsiz izin kullanabilmek gibi bir lüksüm olmadığı için yıllık iznimi ve aldığım heyet raporlarını (keşke bu raporları olmama gerek kalmasaydı) ekleyince bebeğim 6.5 aylıkken işe başladım.
(4) Yasal süt izninizi kullanabildiniz mi?
Kızım 1 yaşına gelinceye kadar, işten erken çıkmak şeklinde 1.5 saat süt iznimi kullandım.
(5) Emzirdiğiniz ya da süt iznini kullandığınız için iş yerinde mobbing (tepki, işi bırakmanız için baskı) ile karşılaştınız mı?
Kamuda çalışıyorum ve süt izni kullanma konusunda herhangi bir olumsuz tepki almadım. Ama süt iznimi kullanmak için erken çıktığımda birlikte çalıştığım erkek arkadaşlarımın çok mutlu olmadıklarını hissediyordum.
(6) Bebeğinizi toplum içinde, dışarıda emzirmeniz gerektiğinde sıkıntı yaşadınız mı?
Bu konuda çok büyük bir sıkıntı yaşadığımı söyleyemem.Bebeğimi rahat emzirebilmem için dışarıda tanımadığım insanlar bile yardımcı olmaya çalıştılar.Sadece (özellikle) haftasonlarında AVM'lerde bebek bakım odalarının sayıca azlığı yüzünden, sıra beklememiz ya da birkaç anne aynı anda odayı kullanmak zorunda kaldığımız oldu.Bu konuda sık gittiğim yerlere hem yazılı hem sözlü tepkimi belirttim.
(7) Emzirme konusunda desteğe ihtiyacınız oldu mu? Gerek emzirme danışmanlığı, gerekse psikolojik olarak yeterince destek bulabildiniz mi?
Doğum öncesinde ve özellikle sonrasında hastanede ilk 2 günümüzde hemşirelerin, emzirme danışmanlarının eğitimi dışında başka bir desteğe ihtiyacım olmadı.Sezeryanla bebeğimi dünyaya getirdim ve ilk saatlerden itibaren bebeğimi emzirdim.Teoride ne kadar iyi bildiğinizi düşünsenizde bebeğinizi kucağınıza alıp emzirmek bambaşka bir tecrübe.Ben de doğru bir şekilde emzirmeyi öğrenene kadar, bir süre göğüs uçlarımda sıkıntı yaşadım.Ama çok uzun sürmedi.
(8) Emzirdiğiniz süre boyunca etraftan “sütün yetmiyor, mama ver, bu çocuk meme emmek için çok büyük” şeklinde baskı gördünüz mü?
Emzirdiğim sürece sütümün olmaması gibi bir sorun yaşamadım.Bu yüzden mama vermem gerektiği gibi bir tavsiyeyle hiç karşılaşmadım.Ama özellikle kızım yaşını geçtikten sonra emzirdiğime tanık olanlardan -artık emzirmemem- gerektiğine dair çok baskı gördüm.Ne yazık ki 1 yaşından sonra emzirilmemesi gerektiği, hiçbir faydası olmadığı gibi çok yanlış bir düşünce hakim çoğunlukta.Tabii ki bütün dışseslere kulağımı tıkadım ve 34.5 aydır kızımı emziriyorum.
(9) Emzirme Reformu’nu biliyor musunuz? Sizce Emzirme Reformu neden gerekli?
Emzirme Reformu gerekli.Bir bebeğin en birincil ve doğal hakkı anne sütü alabilmesi.Annenin özellikle ilk 6 ay ama bebeği 2 yaşına gelen kadar da mutlaka bu konuda desteklenmesi gerekiyor.
(10) Emzirme Reformu’nu web sitesinde desteklediniz mi? Destek olmak için http://emzirmereformu.com/adresindeki formu doldurmanız yeterli.
Tabii ki bütün kalbimle destekledim.
Okuyan herkesi sobeliyorum.Paylaşalım,sesimizi çıkaralım.Umarım bir farkındalık yaratabiliriz.

24 Kasım 2010 Çarşamba

5N, 1K Dönemi

Geç konuştuğu için üzüldüğüm bülbülüm bir şakımaya başladı ki susturabilene aşkolsun.Tabii hayatımızda 5N,1K dönemi başladı.Sorular hiç bitmiyor, baştan savma cevaplar kesinlikle tatmin etmiyor.
Zey-Bunu kim almışşşş anneeeee?
Nes-Ben aldım canım...
Zey-Yeeedeeeen aldın anneeeee?
Nes-Mağazadan aldım tatlım...
Zey-Maaaaza yeeeeede anneeee?
Nes-Cepa'da annecim....
Zey-Cepa yeeeedeeee anneeee?
Nes-Yandı bitti kül oldu,küllerini inek yedi,inek dağa kaçtı
Zey-Hımmmm
Zey-Bunu sen mi aldın anneeeee?Niye aldın anneeeeee?Ne zaman aldın anneeeee?

Artık kreşe giden çocuğu olan bir anne olarak "Öğretmenler Günü Hediyesi" telaşını yaşadım bu sene:) Bu tarz günleri çok sevmesem de; anneannemizin el emeği,göz nuru ufak bir hediye verdik Zeynep'in ilk öğretmenine.Yanında kızımın el emeği çiçeği...

5 Kasım 2010 Cuma

3'e 3 kala...

Bir aydan fazla olmuş yine...Tembellik çökmüş üzerime.Aslında sık sık yazmalı,notlar almalı,unutmamalı.Zeynep 3 yaşında dememize 3 ay kaldı.Çocuk sahibi olunca daha bir hızla geçiyor günler...3 günlük,3 haftalık,3 aylık derken 3. yaşgününü nasıl kutlasak diye düşünüyorum.
Kreşe başlayalı 2 ay olacak neredeyse.Bu süre içinden biraz iş biraz tatil, 1 haftalık Antalya kaçamağımız oldu.Dönüşte çok zor oldu alışması.Hatta ilk günlerden daha da zor...
Her sabah değişmeyen cümleleri:
-Üstünü giy hayır anneeeeee (beni giyinmiş,hazırlanmış görünce)
-Bugün tatilllllllllll (yataktan kalkmamak için nazlanırken)
-Anneannem gelsin, bana baksın
-Aaaaaaa, kreş papalı (en yakın mesafede oturmamıza rağmen,en geç biz gidince kimse olmuyor girişte)
-Akşam gel anne, toşa toşa gelllllll (vedalaşırken,en az 10 defa)
Bu en son cümle beni mahvediyor. Akşam gelmeyeceğimden korkuyor,defalarca soruyor,emin olmak istiyor.Normal bir korku mu?Uzun zamandır babasını görmediği için, benim de gidip dönmeyeceğimi mi düşünüyor?Bazı sorulara cevap bulamadığımda,zorlandığımda mutlaka bir uzmana danışıyorum.Bunu da acilen danışmalı..
Sınıflarında gözlem yapabilmek için bir cam var.Sık sık izliyorum oradan.Ne kadar mızmızlanarak,ağlayarak girse de 5 dakika bile sürmüyor.Arkadaşlarıyla çok eğleniyor,faaliyetlere keyifle katılıyor.Dil gelişimi çok hızlandı.Çok uzun sürmese de kendi kendine oyun oynuyor.Oyunlarında çoğunlukla kreş hayatını canlandırıyor, ben de izliyorum çaktırmadan, bana ayna tutuyor bu oyunu...
2 ay öncesine kadar ben varsam emerek, yoksam da anneannesi tarafından ayakta sallanarak uyuyordu ve en çok endişelendiğim konulardan biri kreşte nasıl uyuyacağıydı.Artık evde de yatıp uyuyor, sallanmak istemiyor:)Tek şart ben yanında yatacağım, sarılacağız birbirimize sıkı sıkı.
Galiba emzirme hikayemizin sonuna yaklaştık.Sütüm yok denecek kadar azaldı.Süt arttırıcı birşeyler denesem mi? (şakaydı:)
Kendi kendine iç çamaşırları,çorapları dahil üstünü giyinebiliyor...biraz uzun sürüyor tabii,ama o kadar keyifle yapıyor ve başarınca öyle mutlu oluyor ki,o süreyi beklemeye değiyor.
Ve son olarak......Kurduğu cümlenin sonuna -hayır ekleyerek o cümleyi olumsuz yapmış oluyor.
-Sütümü iç HAYIRRR (sütümü içmeyeceğim)
-kreşe git HAYIRRRR (kreşe gitmeyeceğim)
-sen git HAYIRRR (sen gitme)

24 Eylül 2010 Cuma

Zeynep kreşte...

Hayatımızda yepyeni bir dönem başladı.Zeynep kreşe başladı ve nasıl olduğunu anlamadan iki haftayı geçirdik.Artık sabahları birlikte evden çıkıp,elele, gölge kapmaca oynayarak kreşe gidiyoruz.Beni öpücüklere boğarak uğurluyor,akşam biraz naz yaparak ama yine öpücüklerle sevinçle karşılıyor:)
İlk hafta sabah bırakıp öğlen aldım.Özellikle ilk iki gün kolay değildi.Sınıfa birlikte girdik,kucağımda oturdu,kısa süre için bile olsa çıkmama izin vermedi.Üçüncü günden itibaren öğretmen bizi almadı,sınıfın kapısında bıraktık.Sabah kalktığı andan itibaren ağladı ve zorla gitti öğretmenin kucağına.Gözlem camından sınıfa girdiğinde ağlamasının sadece 5 dk. sürdüğünü,keyifle oyuna karıştığını görünce biraz rahatlayarak çıksam da ilk hafta moralim çok bozuldu,hiç alışamayacağını düşündüm.
Araya haftasonu tatili girince ikinci haftaya biraz tedirgin başladım.İkinci hafta kreşte kalma süreleri uzadı.Öğlen uykusundan kalkıp ikindi kahvaltısını yaptıktan sonra 4'te aldım.Ama Zeynep beni çok şaşırtarak,ilk haftayla hiç ilgisi olmayan bir uyum gösterdi.Sabah keyifle gitti,gün içinde yaptığım görüşmelerde gayet iyi olduğu haberlerini aldım.Aslında Zeynep girdiği her ortamı önce uzun uzun gözlemleyen,güven duyunca kendiliğinden katılan bir çocuktur.Kreş için de böyle bir süreç olacağını biliyordum ama o güveni duyup alışma sürecini biraz daha geç bekliyordum. Yine de dinlediğim kreş hikayelerinden sonra önümüzdeki günler için sürprizlere hazırlıklıyım:)
Zeynep'in kreşe başlamasıyla birlikte, haftaiçi anneannede,haftasonu evimizde geçen göçebe hayatımızda sona erdi.Artık anne-kız birbirimizi sonsuz severek,güvenerek,destek olarak iki kişilik yepyeni bir hayata başladık.Mutlu ama en çok huzurlu...