24 Eylül 2010 Cuma

Zeynep kreşte...

Hayatımızda yepyeni bir dönem başladı.Zeynep kreşe başladı ve nasıl olduğunu anlamadan iki haftayı geçirdik.Artık sabahları birlikte evden çıkıp,elele, gölge kapmaca oynayarak kreşe gidiyoruz.Beni öpücüklere boğarak uğurluyor,akşam biraz naz yaparak ama yine öpücüklerle sevinçle karşılıyor:)
İlk hafta sabah bırakıp öğlen aldım.Özellikle ilk iki gün kolay değildi.Sınıfa birlikte girdik,kucağımda oturdu,kısa süre için bile olsa çıkmama izin vermedi.Üçüncü günden itibaren öğretmen bizi almadı,sınıfın kapısında bıraktık.Sabah kalktığı andan itibaren ağladı ve zorla gitti öğretmenin kucağına.Gözlem camından sınıfa girdiğinde ağlamasının sadece 5 dk. sürdüğünü,keyifle oyuna karıştığını görünce biraz rahatlayarak çıksam da ilk hafta moralim çok bozuldu,hiç alışamayacağını düşündüm.
Araya haftasonu tatili girince ikinci haftaya biraz tedirgin başladım.İkinci hafta kreşte kalma süreleri uzadı.Öğlen uykusundan kalkıp ikindi kahvaltısını yaptıktan sonra 4'te aldım.Ama Zeynep beni çok şaşırtarak,ilk haftayla hiç ilgisi olmayan bir uyum gösterdi.Sabah keyifle gitti,gün içinde yaptığım görüşmelerde gayet iyi olduğu haberlerini aldım.Aslında Zeynep girdiği her ortamı önce uzun uzun gözlemleyen,güven duyunca kendiliğinden katılan bir çocuktur.Kreş için de böyle bir süreç olacağını biliyordum ama o güveni duyup alışma sürecini biraz daha geç bekliyordum. Yine de dinlediğim kreş hikayelerinden sonra önümüzdeki günler için sürprizlere hazırlıklıyım:)
Zeynep'in kreşe başlamasıyla birlikte, haftaiçi anneannede,haftasonu evimizde geçen göçebe hayatımızda sona erdi.Artık anne-kız birbirimizi sonsuz severek,güvenerek,destek olarak iki kişilik yepyeni bir hayata başladık.Mutlu ama en çok huzurlu...