28 Eylül 2009 Pazartesi

Eşleşmeyen Kartlar, Boyanan Duvarlar, İlgi Gösterilmeyen Masal Kahramanları

Uzun bir başlık oldu farkındayım, ama cumartesi günümüzün özeti böyle...Cuma günü hayranlıkla takip ettiğim yabancı bloglardan 1+1+1=1'de çiftlik hayvanları konulu tot-book'u görünce ama kitapçık haline getirmeye de üşenince, sadece eşleştirme kartlarının çıktısını aldım. Akşam Zeynoşu uyutunca da hala bir laminasyon makinemiz olmadığı için koli bantıyla ilkel bir şekilde lamine edip, cumartesi sabahı için güzel hayallerle kızıma sürpriz hazırladım. Sabah kahvaltıdan sonra da hevesle çıkardım ve geçtik masamızın başına. Önce hayvanların resimlerine baktık, seslerini çıkardık. Sonra da bir seriyi görebileceği gibi dizip, diğer seriden de tek tek elime alıp -Hadi annecim keçinin/atın/köpeğin... arkadaşını bulalım- benzeri cümlerle eşleştirdim. Bu esnada Zeynoş olaydan gayet kopuk beni izledi. Sonrasında birlikte yapmayı teklif ettim. Ancak resimlerden de görülebileceği gibi minik kuşum kartları eşleştirmenin dışında herşeyi yaptı. Birara bacağını masaya atarak kartları bacağına yapıştırmaya çalıştı, öptü, yere attı, bir güzel boyadı. Kartları bir süre sonra yeniden denemek üzere şimdilik kaldırdım, evde daha basit eşleştirmelerle başlamak daha uygun olacak sanırım.

Birara ben yemek hazırlamak üzere mutfaktayken ve kuşum kendi kendine sessizce güzel güzel oynarken ya da ben öyle sanarken(!), eşleştirme kartlarını boyamakla hızını alamayıp bir güzel duvarlarımızı renklendirmiş. Bunu özellikle not düşmek istedim çünkü her çocuk evinin duvarlarında bir iz bırakmıştır herhalde ve Zeynep ne zaman yapacak merak ediyordum. Crayola kalemlerle yapılan sanateserleri Amway'in mucizevi çok amaçlı temizlik ürünü L.OC'la silince çıkıverdi, bilgilerinize...(reklamları izlediniz:) Sınırlamadan, dilediği gibi, özgürce resim yapabileceği bir alan hazırlamanın zamanı geldi sanırım. Bu arada bir kısmını silmeye kıyamadım kızımın ilk sanateserinin:)

Öğlen uykusundan uyandıktan sonra koca yaz fırsat bulamadığımız Harikalar Diyarı'na gittik. Yol boyunca -paaaaaaaaa (parkkkkk) diye sevindi kuzum. Fakat ilgi gösterdiği tek şey parkın içinde mini tur yaptıran tren oldu. Zeynep'in çizgi film için dahi olsa televizyon izleme alışkanlığı olmadığından Masal Adası'nda bulunan kahramanları tanımadı ve sadece uzaktan bakmakla yetindi. Ben de okuduğumuz kitaplarda, anlattığım masallarda bu klasik kahramanlara pek yer vermediğimizi farkettim.

Neredeyse adım başı açılmış büfelerde satılan elma şekeri, pamuk şekeri, buharda mısır, cips v.b görünce bütün keyfim kaçtı. Gitmeden Zeynep'i doyurmuş, yanımıza da meyvesini, atıştırmalıklarını koymuştum. Ama kızım elinde bu tarz şeylerle dolaşan çocukların peşinde kedi gibi dolanmaya başlayıp, büfelerin önünden ayrılmayınca tuzağa düştüm :( GDO'lu üretilmiş olma olasılığı yüksek olan mısırı mümkün olduğunca hayatımızdan çıkarmaya çalışan ben kızıma bardakta satılan mısır aldım. Gerçi nerdeyse tamamını kazayla (!) döküp bardağın dibinde 5-6 tane bıraktım. Artık bu tarz yerlere giderken daha hazırlıklı olmaya ve her türlü duygu sömürüsüne karşı koyup, kızımı elimden geldiğince korumaya söz verdim.

24 Eylül 2009 Perşembe

En komiğinden Zeynep :)))

Uzun bir izine bayram tatili de eklenince 15 gün aradan sonra işe dönen anne Nes, işlerini toparladıktan sonra, mesainin bitmesine yakın gelen bir mail.deki linkten faydalanarak çok özlediği, burnunda tüten yavrusunu şekilden şekile sokarak eğlenir:) Çok şirin olmamış mı?


(Unutmadan linki de yazayım: http://labs.mppark.jp/hige/ )

11 Eylül 2009 Cuma

10 gün kuzumla başbaşa...

10 gün izinliyim, evde kuzumla başbaşayız. İnternet bağlantımız olmadığı için kısa bir süre bloğa yazamayacağım. Bayram sonrası görüşmek üzere :)